SÜMER MİTOLOJİSİ - DESTHİNA

"BİR KATREDE SAKLI HAYAT"

"yaşamak,bir orman gibi kardeşçesine"

YAYINLAR

Home Top Ad

Responsive Ads Here

Post Top Ad

Responsive Ads Here

15 Haziran 2021 Salı

SÜMER MİTOLOJİSİ

 

SÜMER MİTOLOJİSİ

sümer efsanesi
                                     
 Sümerler bilindiği üzere dünya uygarlık tarihinde önemli bir yere sahiptir. Sümerler Anadolu’da doğup bugünkü Irak’ı katederek Basra Körfezine dökülen  Dicle ve Fırat’ın oluşturduğu Mezopatamya Bölgesinde, bir çok şehir kurarak M.Ö. 4000-2000 yılları arasında hüküm sürmüşlerdir . Nippur , Eridu, Ur, Uruk, Lagaş, Girsu  Sümerlerin önemli hatta kutsal şehirleri olmuştur.Bu şehirlerde kurulan tapınaklarda yazıyı bulmaları ve bu sayede bilgi birikimi sağlamaları ile  insanlığın gelişim süreci  açısından Sümerler özel bir konuma yerleşmiştir. 

sümer tabletleri

   İlk olarak Sümer rahiplerinin tapınaklarda toplanan tarım ürünlerinin kayıt altına almak için kullanılan ve sadece kendilerinin anladığı  hiyegroglif sistem, zamanla geliştirilip stilize edilerek kullanımı kolay çivi yazısına dönüştürülmüştür. Bu yazı sistemi ile Sümerler inanışlarını, edebiyatlarını, vasiyetlerini, antlaşmalarını  ve çeşitli belgelerini kil tabletler  üzerine yazarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamışlardır.19. yy arkeolojinin gelişmesiyle Sümerlerin yaşadığı bölgelerde birçok kazı yapılmış ve bu kazılarda onlara ait binlerce kil tablet ele geçirilmiştir. Bu tabletlerin büyük bir kısmı İstanbul Şark Eserleri Müzesi ve Philadelphia Üniversitesi Müzesi’nde bulunmaktadır. Ayrıca kaçak kazılar yüzünden birçok koleksiyonerin elinde  Sümer kil tabletlerinin olduğu bilinmektedir.


   Sümerler ile ilgili en dikkat çeken konu  inanışları ve mitleridir. Sümer Dini, kendinden sonra gelen inanışları büyük ölçüde etkilemiş hatta şekillendirmiştir. Günümüzde semavi veya İbrahimi dinler olarak nitelendirilen sırasıyla Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam dinlerinin kökenlerini anlamak açısından Sümer dini ve mitolojisinin büyük önemi vardır. Zira  yaratılış, Nuh tufanın ilk hali, Emeş ve Enten gibi Habil-Kabil hikayesinin erken örnekleri Sümer kil tabletlerinde bulunmuştur.

Sümer Tanrıları
   
  Sümer inanışına göre başlangıçta her yeri kaplayan bir deniz (ilksel deniz) vardı. Bu deniz daha sonra yer ve göğün içinde vucüt bulduğu bir dağ meydana getirdi. İşte bu süreçten sonra Gök Tanrısı  “AN” metinlerde geçtiği üzere “ANUNNAKİLER”i yaratmıştır. Anunnakiler üstün güçlere sahip tanrı mahiyetli yaratıklardır. Sümerler de Gök Tanrısı olan “AN” ile tanrıça “Kİ” nin birleşmesinden hava tanrısı “ENLİL” doğmuştur. Enlil ilksel denizin meydana getirdiği dağı parçalyarak yeri ve göğü birbirinden ayırmıştır. Bu süreçte Sümer mitolosinde üçlü bir panteon oluşmustur. An Gök Tanrısı, Enlil Hava ve Yeryüzü Tanrısı olmuştur. Ki ise daha sonra Ninmah, Ninhursag ve Nintu gibi isimler alarak  doğurganlığı sembolize eden tanrıça olarak panteonda yerini almıştır. Ancak daha sonra Eridu kentinin tanrısı olan “EA”nın adı “EN-Kİ” olarak değişecek panteonda Ninhursagın yerini Yeryüzü Tanrısı olarak alacaktır.

sümer inancı

   Eridu kenti rahipleri kendi tanrılarının daha yüksek bir yere yani Enlil’in olduğu ikinci sıraya yükseltmek istemiş ancak başarılı olamamışlardır. Bu yüzden Enki kıskanç bir Tanrı olarak sembolize edilmiş ve insanların başına bir çok sıkıntılar açmıştır. Sümer inanışına göre, bütün insanlar tek bir  dil konuşurken Enki onların dillerini karıştırmış farklı dillerin ortaya çıkmasını sağlayarak insanları birbiriyle anlaşamaz hale getirmiştir. Sümer Tanrılarının en enteresan özelliği, kendinden sonra gelen tanrıların daha gelişmiş ve daha güçlü olmalarıdır. Bu minvalde Hava Tanrısı Enlil karanlıkta kaldığını düşünerek Ay Tanrısı  “Nanna-sin”i yaratmıştır. Nanna- sin ise Güneş Tanrısı "UTU"yu ve Venüs tanrısı "İNANNA”yı yaratmıştır.

                     HER ŞEYİ BAŞLATAN SÜMERLER


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Bottom Ad

Responsive Ads Here

Sayfalar